0

Boşanma davasında tazminat / Akhisar Boşanma Avukatı

AKHİSAR BOŞANMA AVUKATI / Akhisar Avukat

T.C. YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ 2019/4494 E. 2019/8456 K.

KARARIN ÖZÜ: 1-Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen tarafların kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebep olan vakıalarda davalı-karşı davacı erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekmekle, bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.

2- Boşanmaya neden olan olaylarda davalı-karşı davacı erkek ağır kusurlu olup, bu kusurlu davranışlar aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. Kadın, boşanma sonucu eşin maddi desteğinden yoksun kalacaktır. Türk Medeni Kanunu’nun 174/1-2. maddesi koşulları kadın yararına oluşmuştur. Bu durumda tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusurun ağırlığı, hakkaniyet kuralları gözetilerek davacı-karşı davalı kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

3- Hakim, taleple bağlı olup fazlaya karar veremez (HMK m.26). Açıklanan sebeplerle bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda usuli kazanılmış hakka aykırı şekilde ve talep aşılarak aylık … TL yoksulluk nafakası ile ortak çocuklardan her biri yararına aylık 150’şer tedbir ve aylık 200’er iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

KARAR : 1-)Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve özellikle taraflara kusur olarak yüklenen “Birbirlerine bağırarak konuştukları” eyleminin evlilik birliği içerisinde önceki dönemlere ilişkin olduğu ve bu vakıadan sonra evlilik birliğinin devam ettiği, bu kusurun taraflarca karşılıklı olarak affedildiğinin, en azından hoşgörü ile karşılandığının kabulü gerektiği ve taraflara kusur olarak yüklenemeyeceğinin anlaşılmasına göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-)Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen tarafların kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebep olan vakıalarda davalı-karşı davacı erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.

3-)Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere boşanmaya neden olan olaylarda davalı-karşı davacı erkek ağır kusurlu olup, bu kusurlu davranışlar aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. Kadın, boşanma sonucu eşin maddi desteğinden yoksun kalacaktır. Türk Medeni Kanunu’nun 174/1-2. maddesi koşulları kadın yararına oluşmuştur. Bu durumda tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusurun ağırlığı, hakkaniyet kuralları gözetilerek davacı-karşı davalı kadın yararına uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

4-)Mahkemece verilen ilk hükümde kadın yararına aylık 150-TL tedbir ve yoksulluk nafakası, velayeti anneye verilen ortak iki çoçuktan her biri için aylık 100’er TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmiş, davacı-karşı davalı kadın tarafından yapılan temyiz itirazında nafakaların miktarı temyiz konusu edilmemiştir. Bozma sonrası verilen ikinci kararda ise; kadın yararına aylık 150 TL tedbir ve aylık 200 TL yoksulluk nafakasına, ortak çocuklardan her biri için aylık 150’şer TL tedbir nafakasına ve aylık 200’er TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir. İlk hükümde kadın tarafından tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakaları temyiz edilmeyerek nafakaların miktarı yönünden davalı-karşı davacı erkek yararına usulü kazanılmış hak oluşmuştur. Ayrıca dava dilekçesinde kadın kendisi için aylık 150 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, ortak çocuklardan herbiri için aylık 100’er TL tedbir ve iştirak nafakası istemiş olup 20.11.2018 tarihli hükümde taleplerin aşıldığı anlaşılmaktadır. Hakim, taleple bağlı olup fazlaya karar veremez (HMK m.26). Açıklanan sebeplerle bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda usuli kazanılmış hakka aykırı şekilde ve talep aşılarak aylık 200 TL yoksulluk nafakası ile ortak çocuklardan her biri yararına aylık 150’şer tedbir ve aylık 200’er iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

AKHİSAR BOŞANMA AVUKATI /AKHİSAR AVUKAT

Bir cevap yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Konuşmayı Başlat
Whatsapp
Merhaba
Size nasıl yardımcı olabiliriz?